Yunanisyan’a karayolundan yaz seyahatleri

21 Ağustos 2012

Yunanistan’ın çeşitli yerlerine yapmış olduğumuz seyahatleri tek bir bölümde paylaşmak amacıyla bu yazıyı kaleme aldık. İstanbul üzerinden Yunanistan’a kara yoluyla en kısa sırasıyla Tekirdağ, Malkara, Keşan üzerinden İpsala sınır kapısına mümkün. Bu güzergah üzerinde 2 yerde yemek tavsiye edebilirim: birincisi Tekirdağ merkezinde (sahil yolu üzerinden giderken sağda) bulunan Özcanlar’da meşhur “ Tekirdağ köftesi”.

Diğer alternatifte Keşan’ın 5 km gerisindeki Yeni muhacir köyü tabelasından sola saparak 2 km içerideki Yenimuhacir köyünde Öz-Et lokantasında Trakyanın meşhur satır et ve salatası olabilir. Köy lokantasını daha ucuz olarak düşünmeyin, eşdeğer hesabı Özcanlar’ dan %40 kadar yüksek olmasinin yaninda fazla lüks biryer değil fakat damak zevkine düşkün olanlara hele kırmızı et sevenlere satır et denemenizi tavsiye ederim.

Bu bölümde özel arabayla siniri geçecekler için sınır bürokrasisinden bahsetmek istiyorum:

İpsala sınır kapısı Çorludan 150 km olup 2 saat 15 dakika sürmekte.

Sınırda uluslararası ehliyet ve yeşil sigorta yaptırmak gerekiyor. Yunanistan’a arabayla geçecek olanlardan 1 yıllık Uluslararası Kaza Sigortası ( Yeşil Sigorta= YS) ve Uluslararası Sürücü Belgesi ( USB) alma mecburiyeti var. Bu işlemi sınırdaki Turing acentasından yaptırabiliyorsunuz. Yanınızda 2 vesikalık resim (herhangi resim olması yeterli olup pasaport için olan özellikleri aramıyorlar) bulundurmanız yeterli. USB için bir yıllık 285 TL; YS içinde almış olduğunuz süreye göre değişen ücret ( Biz 15 günlük 65 Euro aldık; Bir yıllık 340 Euro ) alıyorlar. Eski YS ve USB olanlara evraklarını gösterme koşuluyla indirim yapıyorlar.

YS her memleketin insanının serbest dolaşım için yaptırması gereken bir araç seyahat sigortası fakat USB bir tek bizden isteniyor zaten Yunanistan girişi dışında ( Yunanistan’dan başka ülkelere çıkışında’ da, Bulgaristan dahil ) hiçbir ülkede sormuyorlar. Geçmişte Yurt dışı harç pulu parasını düşürdükleri gibi USB konusunda sayın devlet büyüklerimizden bunu kaldırmalarını tüm TC vatandaşları adına bekliyoruz. Ayrıca harç pulu 15 tl/ kişi başı almakta mecburi.

Yunaistan’a girdikten sonra direk E 90 otobanına giriyorsunuz. Bu yol kuzey Yunanistanı boylu boyunca geçip İgouamenitsa’ya kadar devam eden çok güzel bir yol. Otoban sırasıyla Aleksandropoli ( Dedeağaç), Komotini ( Gümülcine), Xanti ( İskeçe) gibi batı Trakya Türklerinin yoğun yaşadığı bölgelerin kenarından geçmekte. Zamanı olanlar için özellikle Kavala ya gelmeden otobandan çıkıp sahil yolundan devam etmelerini ve küçük sayfiye yerlerinin içinden geçmelerini oldukça tavsiye ederim.

Yunanistan’a girdikten sonra Selanik’ ten önce en büyük yerleşim yeri olan Kavala mutlaka görülmesi gereken bir yer. Konaklamayı düşünenler için liman kısmında bir sürü güzel otel mevcut(sitedeki Balkanlar yazimizdan Kavalada daha önce kalmış olduğumuz otel ile ilgili bilgilere ve link e ulaşabilirsiniz).Kavaladaki otellerinde Yunanistan’ın diğer bölgelerindeki otelleri gibi oldukça makul fiyatlı ve son derece kaliteli olduklarini söyleyebilirim.

Bundan sonra yazımızı kuzeydoğu ve kuzeybatı Yunanistan’ın arabayla gezilebilecek olan Halkidiki yarımadası , Thasos adası, Korfu adası ve Parga şehri bölgelerine ayıracağız. Bunların tümüne ayrı zamanlarda gittiğimiz için ulaşımlarını ve anlatımlarını ayrıca yapmaya karar verdik.

Halkidiki:

Kuzeybatı egede haritada üç parmak şeklinde görünen bölgenin adıdır. Çorlu dan 501 km olup yol 7-8 saat sürüyor. Türkiye den sonra E 90 Otoyolundan devam edip Asprovolta’dan otobandan çıkıp ulaşılıyor. Yol otobandan sonraki 87 km lik kısmında oldukça virajlı ve karışık olup buralarda mutlaka GPRS kullanmanızı tavsiye ediyorum. Özellikle kasabaların içinden geçen yolarda birkaç yerde Google map ve Navigasyon cihazlarına ( IGO Primo ve Sygic buralarda zaman zaman karıştırabiliyor olmakla birlikte Garmin daha başarılı ) yol değişiklikleri yansımamış olup kasabaların dolambaçlı sokaklarında yerli halktan biraz yardım almanız gerekebilir. Yolunuzu kaybettiğinizi düşündüğünüzde hemen en yakın Yunanlı ya sorduğunuzda çat pat Türkçe konuşma ihtimali %50 olup size tarif etme amacıyla komşularına sormakta dahil seferber olupta bunda başarılı olma ihtimalleri %95 olup diyalog kurmaktan asla çekinmeyin.

Bu bölgeye yaptığımız iki seyahatimizde Vourvouru denen bölgede kaldık. Burası Haritadaki üç parmağın ortadaki olanı. Google map te Vourvouru diye yazdığınızda Agios Nikolas a götürmekte olup asıl Vourvouru biraz daha ileride ve yarımadanın kuzeyinde ( aslında google map te yazınca 3 farklı bölge çıkmakta olup yarımadanın orta kısmına doğru küçük adacığın karşısında görünen bölge ayrıca haritada mevcut ) kalıyor. Haritaya da baktığınızda bölgenin en fazla girintili çıkıntılı ve karşısında küçük adacıklar olan bölgesi. Yarımadanın güneyinde Neos Marmaras ta lokantaları ve plajları ile güzel bir yer olmakla birlikte en çok Vourvouru ( Sithonia bölgesine bağlı olarak ta geçiyor) bölgesini öneriyoruz.

Biz buraya yapmış olduğumuz iki seyehatimizde de Psarogiannis Asterios otel de kaldık. Oteli rastlantı sonucu bulduk, booking.com tarzı web siteleriyle çalışmıyorlar ( www.at-psarogiannis.com ) fakat bölgenin en güzel plaj konumuna ve tesisine sahip oteli. Otelde 3+1 suit ten 2 kişilik odaya veya 2 aileyede uygun 4 kişinin kalabileceği 1+1 süite kadar değişik tatil gruplarına göre farklı odalar bulmak mümkün. Biz ilk seferinde ( mayıs sonunda gittik ) toplam 7 ( 5 erişkin +2 çocuk) kişi 3+1 süitte geceliği 85 euro ya kaldık. Sonrasında( temmuz başında ) 1+1 süitlerde oda başina geceliği 60 euro’ya iki ayrı oda tutarak kaldık. İlkin kaldığımız 3+1 süitte daha kapsamlı olmak üzere her iki oda tipinde de çok güzel bir mutfak ve fırın dahil her türlü kap kacak fincan mevcuttu. Yakındaki market ve manavdan alışveriş yaparak her türlü yemek pişirmeye müsait bu apart otelden çok memnun kaldık.

Ayrıca sahipleri iki bacanak ( Yunanca kendilerini bacanaki diye tanımlıyorlar) oldukça misafirperver insanlar olup hemen önündeki plajda dahil otelin heryerinde wireless çekmeside oldukça hoşumuza gittiğini söyleyebilirim.Bu otele yaz aylarında en az 1 ay öncesinden rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Burada konaklamayı düşünürseniz e maille ( info@at-psarogiannis.com) iletişim kurabilirsiniz.

Küçük bacanağın İngilizcesi oldukça iyi olup internetten olan rezervasyonları oldukça hızlı ve güzel organize ediyor. Otelden plaja gelip sahilden sağ tarafa yürüdüğünüzde mükemmel plajlarda kendinizi tropik adada gibi hissediyorsunuz. Ayrıca otelin 70 metre sağ tarafındaki plajda 4 kişilik günübirlik motorlu tekne kiralayıp civar koyları gezmenizi çok tavsiye ederim.

Tekne kirası sabahtan akşama ( 9:00_18:00) olup günlük 40 euro. Kısa bir motorlu tekne kullanma eğitiminden sonra kendiniz 35 beygirlik tekneyi kullanmaya başlıyorsunuz. Ayrıca günlük benzin ücreti ( biz maksimum hız denemesiyle 5-6 saat yogun bir şekilde kullandiğimızda ) tüm gün 40 euro civarında tutuyor. Yani günlük 80 euro ya hem tüm koyları geziyor hemde tekneyle hız yapmanın zevkine varıyorsunuz. Aynı tekne kiralama sistemi Korfu, Parga dahil Yunanistanın diğer turistik yerlerinde de çok yaygın olup denemenizi mutlaka tavsiye ederim.

Otelin yakınında akşamüstü yemek yenebilecek yunan taverna tarzı deniz ürünlerinin olduğu gerekse pizza çeşitlerinin olduğu oldukça makul fiyatlı birçok lokanta ( taverna) mevcut. Tavernalarda özellikle grek salata, yunan rakısı ( çipora), deniz ürünleri ve geleneksel Akdeniz zeytinyağlılarını deneyebilirsiniz. Buradaki tavernaların hesaplarıda oldukça makul ve hizmetleri çok iyi olup meze ve içeceği abartmamak koşuluyla 70 euro ya 7 kişi akşam yemeğimizi aradan çıkartabiliyorduk.

Ayrıca bir akşamüstü otele 10 km mesafedeki kasaba olan Agios Nikolas sahilindeki taverna veya deniz kenarı cafe’lerde oturup zaman geçirmenizi tavsiye ederim. Vourvouru daki ikinci tatilimizin son gününde otelimiz hafta sonunda önceden rezerve olduğu için odalarımızı tatilimizin bir gün öncesinden ( bu durumu baştan bizimle paylaşmışlardı ) boşaltmak zorunda kaldık.

Otel sahipleri bize başka bir otel buldular ve öncesinde kendi arabalarıyla götürüp gösterdiler oldukçada iyi indirim (1+1 apart süit gecelik 40 euro) yaptırdılar. Burada tekrar bu insanların hizmet sektöründeki insancıl ve dostane davranışlarını çok takdir ettiğimizi söylemeden edemeyeceğim. İkinci otelin denize 50 metre mesafesi mevcut ama oldukça güzel bahçesi ve odaları olan sakin bir yerdi. Ayrıca tamamen kumluk denizinde tüm gün frizbi oynama fırsatı bulup oldukça eğlendik. Otelin yazılı İngilizce isimli bir tabelası veya kartviziti bile yok. Otelin mailini ancak sizler için alabildim: savviaso@hol.gr .

Bu otelin sahipleriyle de bir kelime İngilizce bilmemelerine rağmen mükemmel anlaşabildik. Bu insanların sanki ticareti akıllarına bile getirmeden sırf misafir ağırlamak için bu işi yaptıklarını düşündük. Bahçede futbol oynayıp kendi evimiz gibi piknik masalarında kahvaltı yapıp akşam yemeği yedik. Sadece bir gün geçirdiğimiz bu otelden de sanki tüm yazı geçirmiş gibi sıcak ve samimi bir şekilde ayrıldık.

Tassos adası:

Çorlu dan İpsala üzerinden E90 otobanından devam ederek Kavala ya gelmeden 30 km öncesinde Keramoti den otobandan çıkıp adanın feribotlarının kalktığı iskeleye ulaşılıyor. Çorlu ile keramoti arası 336 km olup E 90 otoyolundan feribot iskelesine kadar olan 30 km lik yol’da oldukça düzgün olup toplam 4 saatte iskeleye ulaştık. Keramotinin merkezinden her yarım saatte bir kalkan feribotlar ile 30 dk da arabayla adaya ulaşmak mümkün. Adaya ayrıca Kavalanın merkezinden de arabalı feribot seferleri mümkün.

Yolda bir sürü martı size eşlik ediyor ve başka bir yerde görmediğim kadar gemiye ve insanlara yakın uçuyorlar. Güverteye çıkmanızı ve martı resimleri çekmenizi öneririm. Adada gece konaklamadığımız için çok ayrıntılı bilgi veremeyeceğim fakat oldukça güzel koyları, tavernaları ve otelleriyle tam bir turizm cenneti olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Türkiye den arabayla ulaşım için Yunanistan ın en uygun ve yakın tatil yeri olduğunu söyleyebilirim. Korfu ve Parga nın 10 saat, Haikidiki ise 8 saat olup Tasos mesafe açısından oldukça cazip.

Korfu:

Korfu adası (Yunanlıların verdikleri isim ise Kerkyra) Yunanistan’ın batısında Adriyatik denizinde bulunmakta, doğası ve ağaçların yoğunluğu nedeniyle yeşilin tonlarının ağır bastığı bir ada olarak ege denizinde bulunan diğer Yunan adalarından oldukça farklı bir ada. Korfu adasına gidebilmek için öncelikle İpsala sınır kapısından 661 km uzaklıktaki Igoumenitsa limanına ulaşmanız gerekiyor.

Bu limanda 1 saat arayla korfu adasına giden özel şirket feribotları bulunuyor. Sıra hangi şirketin feribotunda ise ona bineblirsiniz. Ve yolculuğunuz yaklaşık 2 saat kadar sürüyor. 2 saatin sonunda Corfu Town( Kerkyra ) şehrine varıyorsunuz. Feribottan indikten sonra 2 saatlik bir zaman ayırabilirseniz şehrin merkezini gezip bir şeyler yiyebilirsiniz. Ancak turistik bir yer olduğu için fiyatların biraz yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Adanın merkezi olan bu şehirde binaların mimarisinden dolayı kendinizi bir İtalyan şehrinde gibi hissediyorsunuz.

Biz gezimizi planlarken öncelikle deniz suyunun biraz daha sıcak olduğu söylenen güney bölgesini tercih ettik. Lefkimniye kadar yaklaşık 30-40 km gittik fakat bu bölgeyi gerçeği söylemek gerekirse pek beğenmedik. Aynı gün adanın kuzey batısında Paleokastritsa denen yere gittik. Buraya ulaştığımızda gözlerimize inanamadık, paleokastritsa muhteşem güzellikte bir yer.

Adanın kuzey bölgesinin deniz suyunun biraz soğuk olduğu söylenmesine karşın güney ile arasında çok büyük bir fark olmadığını düşünüyoruz. Ancak bir kez daha Korfu’ya bir gezi planlarsak kesinlikle paleokastritsa’ya gitmeyi planladığımızı belirtmek istiyorum. Korfu adasında yemek imkanları oldukça iyi. Aynı Yunanistan’ın diğer yerlerinde ki gibi bir çok Yunan taverna ve uzerisi var. Fiyatlar ise makul. Temmuz ayının sonuna doğru olması sebebiyle pansiyon fiyatları 70-100 Euro civarındaydı. Haziran ve Eylül aylarında bu fiyatların 40-60 Euro civarında olduğu söyleniyor.

Paleokastritsa’da çok güzel plaj ve koylar bulunmakta. Ayrıca merkezden bu koylara ulaşmak için günlük 40-50 euro’ya kiralanabilecek küçük tekneler bulunmaktadır. Bir tekne kiralayarak birbirinden güzel koylara gidip denizin ve doğanın keyfini çıkarmanızı tavsiye ederiz.

Ada da en çok beğendiğimiz yerlerden biride Achilles sarayı oldu, burası gezilmeden olmazlar arasındaydı. Saray Habsburg ( Avusturya Macaristan devletini yöneten aile) imparatoru Franz ve karısı Sisi tarafından uzun zaman yazlık saray olarak kullanılmıştı. İmparator Franz ve Sisi İlyada destanın yazarı Hemoros ‘un ünlü kahramanı yenilmez savaşçı Achilleus’ a hayranlığını saraya sadece ismini vermekle değil, içerisindeki ve bahçesindeki çeşitli heykel ve tablolarıylada süslemiş. Sidari üzerinden gidebilen Canal d’amourdan ( d’amourdan kanalı) aşk kanalı olarakta anılmakta olup beraber geçenlerin asla ayrılmayacaklarına inanılan ve zamanı olan aşık çiftlere önerebileceğimiz bir alternatif güzergahtı (bu kanal Korfu ya 60 km mesafedeydi).

Ayrıca Korfu’ya gitmişken Korfuda yetiştirilen limon ve kumkuat narenciyelerinden yapılan kumkuat ve limonçello likörlerinin tadına bakmayı ve eğer isterseniz çok farklı şişelerde sunulan bu içeceklerden hediyelik olarak almayı unutmamanızı tavsiye ederim.

Korfu adasındaki tatilinizin bitiminde yine Corfu Town şehrine ulaşıp limandan kalkan feribotlar ile 2 saatlik bir yolculuğun ardindan Yunanistan anakarasında bulunan İgoumenitsa limanına geliyorsunuz.

Parga:

İgoumenitsa limanından sonra otobandan ve sahilden olmak üzere iki ayrı yol seçeneği ile yaklaşık 50-60 km mesafede bulunan Parga şehrine ulaşılabilmektedir. Parga yolu üzerinde sahil şeridinde oldukça güzel plajlara sahip küçük kasabalar kesinlikle dikkatinizi çekecektir. Eğer zamanınız olursa bu harika plajların da keyfini çıkarabilir ve Parga’ya doğru yolunuza devam edebilirsiniz. Parga küçük şirin ve birkaç tane çok güzel plajı bulunan tipik bir Yunan şehridir.

Dar, oldukça renkli ve küçük turistik dükkanların bulunduğu şirin bir yer. Yunanistan’ın her yerinde olduğu gibi burada da geleneksel Yunan mutfağının leziz yemeklerini tadabileceğiniz tavernalardan birinde meşhur ev yapımı Yunan şarapları ile birlikte yemeğinizi yiyebilir ve ardından denizin ve kumsalın tadını çıkarabilirsiniz. Plajda güneşlenirken kızgın güneşin altında soğuk Yunan kahvesi frapeyi denemenizi özellikle tavsiye ederim. Eğer Parga’da konaklamak isterseniz uygun fiyatlı pansiyon bulabilirsiniz.