Evet sürpriz bir şekilde İran gezimiz nihayet başlıyor. Arkadaşım Sedatla beraber
nihayet İran turunu gercekleştiryoruz.26.09.2008 cuma günü THY İstanbul- Tebriz
23.00 uçağına bindik, çok heyecanlıyım. Ramazan ayınnın son 3 günü.. Gezimiz
Tebrizden başlaycak ve Tehran, orta İran şehirleri ile devam edecek.
Yoğun uçak trafiği nedeniyle saat gece 00.00 da uçak havalandı, gece sat 02.40 da
Tebriz havaalanına indik.Yolculuk gayet güzel geçti. Uçaktan Tebriz küçük bir
şehir gibi geldi ancak Azeri Türklerinin yaşadığı büyük bir şehirmiş aslında.
Kısa süren pasaport kontrolunden sonra otele gitmek üzere taksiye bindik. İran
la vizeler kaldırıldığından sınırda kısa sürede geçiş yaptık. Herhangi bi eşya
araması yapılmadı, taksiyle yaklaşık 5 dolara Otel Gosterish ( Gösteriş otel) e gittik. 2 kişilik odada toplam 75
dolara kaldık.
Otelde kahvaltıdan sonra öncelikle daha ucuz bir otele gitmek üzere ayrıldık. Bizi
gezdirmesi için Aziz diye bir taksicyle anlaştık. Pazar yakınlarındaki Sıla
otel’le günlük iki kişilik oda ücreti 33 dolara anlaştık.. Bu gün Tebriz
merkezde gezdik. Önce gezmekle bitmeyen çok büyük olan Bazarı gezdik. çok güsel
İran halılarını gördük. Bu şehirde Azeri türkçesi konuşulduğu için dil sorunu
olmadı. Önce Azerbaycan Müzesini gezdik. Gök Mescid (Mescid-i Kabut) i gezdik,
burası restore ediliyor ancak çok harap bi durumdaydı. Sonra Şah Gölü ne
gittik. Burası gezilmeye değer bir yer.
Akşama salaş bir lokantada şişlik kebap
yedik. kebaplar bizimkilerle aynı gibi. yanındaki lavaj ekmekler de güseldi ve
Coca cola içtik yanında. Yemekten sonra nargile içmeye gittik. Burada nargileye
galyan , içilen yerlere de çayhane veya galyanhane deniliyor. Yemekten sonra
çay ve galyan çok iyi geldi. sonra otele döndük.. Ramazan ayının son günleri
olduğundan gündüz dışarda yemek yemek mümkün değildi. Otellerde ise gündüz
dahil her zaman yemek yemek ve çay içmek mümkün.
28.09.10: 2.nci gün:TEBRİZ
Sabah otel’de kahvaltıdan sonra taksicimz Aziz bizi aldı ve 9.30 dayola çıktık.
Kandevan bizdeki Kapadokya gibi taş evlerin olduğu küçük bir köy. Tebrize 55 km ancak çok küçük bir
köy, taşlara oyulmuş evler ve depolar var, içinde yaşayanlar vardı. Öğleden
sonra tekrar Tebrize geldik ve bazarda dolaştık. O kadar Bazara vakit
ayırmamıza rağmen sanırım bi çok kısmını gezememişizdir. Akşamleyn Tebrizi
kuşbakışı gören Pars otelde yemek yedik. restoran 11.katta ve döner restorant’
tı. şehir manzarası güzel, çorbalar güzeldi. Otelde kalmadık ama lüks bir otel
5 yıldızlı, 2 kişi 100 dolar, tek kişilik oda 67 dolardı.Yemek olarak kuruluk
aşı( çorba), bahtiyar kebap ve şişlik kebap yedik. Ayrıca rice (pirinç pilavı)
çok yaygın. İran pirinci ince uzun yanında tereyağı ve üzerinde safranla servis
ediliyor. Bizim pirinç pilavından daha lezzetliydi.Tatlı olarak şaşıla tatlısı
( zerde benzeri bir tatlı), zülbiye tatlısı ( ramazan ayına özel yapılıyormuş)
yedik. Akşam tekrar yemekten sonra galyan ve çay keyfi yaptık.
29.09.08:3.ncü gün:TEHRAN
Sabah otelde kahvaltıdan sonra havaalanına geldik. Bugün uçakla Tahrana gececeğiz.
Aslında bugün Ramazan bayramının 1. günü ancak İran da bugün bayram değilmiş.
Yarın bayram olup olmayacağı akşam belli olcakmış.. Çok ilginç, iftar
saatlarinde her gün çok fark oluyordu. 8.35 Tebriz- Tahran İran Air uçağıyla 45
dakikalık bir uçuşla eski havaalanına indik.
Uçak içinde hosteslerin giyimi çok
ilgi çekiciydi. Havaalanında arkadaşım Sedatla beni gelmeden önce ayarladığımız
rehberimiz Hasan Muhit karşıladı. Hasan profesyonel bi rehber ve bu işi
yıllardır yapIyormuş. Günlük makul bi ücret karşılığında bundan sonra onla
beraber gezeceğiz. Öncelikle belirtmeliyim ki Tahran İranın başkenti ve çok
büyük bir şehir. Nüfüsün 15000000 civarında olduğu tahmin ediliyor, ve
havalanında başlayan çok yoğun ve karışık bi trafikte kendimizi bulduk. Arabalar
birbirine çok yakın geçiyor, ilginç olarak bazı taksilerin sağ yan aynaları
yoktu.Önce şehir merkezine gelip Firdevsi otele yerleştik. İki kişi 90 dolar.
Oteli çok beğendim hem hizmet, hem de temizlik olrak, kalmanızı tavsiye
ederim.Sonra Kacar Şahlarının yaşadığı Gülistan palas ı gezdik, Buradaki
etnoğrafya müzesi ilginçti. Sonra Tahran pazarını gezdik, bu pazarlarda yavaş
yavaş çin malları göze çarpsada hiç görmediğiniz şeyler bulmak mümkün. Ayrıca
çok ucuz ve satıcılar cok fahiş fiyat söylemiyorlar yinede %10-20 indirim
yaptırabilirsiniz.
İran da riyal kullanılıyor,ancak paranın değeri çok düşük olduğundan 10000
riyale 1 tümen , 1000 tümene de 1 humeyni deniliyor..1 humeyni yaklaşık 1 dolar
yapıyor. İran da kredi kartı gecmiyor, dolar ve riyal ile alışveriş yapılıyor.
Cadde üzerlerinde döviz bozduracağınız yerler mevcut.
Daha sonra Cevahir Müzesini gezdik. Burası mutlak görülmeli. Burada eski İran
şahlarının değerli elmas, gümüş , yakut ve benzeri eşyaları, işlemeli kılıçlar
ve özel eşyalar mevcut. İçerde müze rehberleri gezdiriyor ve ayrıntılı bilgi
veriyor. Burdaki eserlerin dünyada benzeri yokmuş ve çok değerlilermiş.
Topkapıdaki kaşıkçı elması gibi.. Müzeden sonra ticari taksi ile yoğun bi
trafikle son İran şahının yaşadığı Sadabat Palas a geldik.Burası geniş bi arazi
ve içinde köşkler var. Görülmeye değer. ve akşam güneş batmak üzere. Yeni
Tahranın Derbent bölgesindeyiz. Burası Tahranın en sosyete yeri ve rahat yeri
diyebiliriz. Jean giyen abartılı makyajlı kızlar, sevgililer, topuklu
ayakkabılılar, boyalı saclar ve lüks şallar,lüks arabalar görmek mümkün.
Ortadan gecen küçük bir dere etrafında sıralı güzel restaurant’lar ve
galyanhane’ler ( nargile ve çay bahçesi) var. Akşamları yemek için çok
populermiş.3 kişi lüks bi restauranta gitiik. Shandiz Restaurant.Servis ve
yemeklerin lezzeti çok hoştu.. tavsiye ederim. Yine çorba, şişlik kebap,
bahtiyar kebap, chiken kebap, pilov, salata, cacık zamzam kola( zemzem
kola)yedik ve içtik . toplam 46000 tümen(yaklaşık 46 dolar) hesap ödedik. Yemek
sonrası derbenttte galyan keyfinden sonra otele döndük. Trafik gece olmasına
rağmen çok yoğundu. Taksiciler Türkleri seviyorlar, Türk olduğumuzu öğrenince
Sibel Can kasetini koydu arabaya (normalde yasak olmasına rağmen). Ancak şehir
içinde pek trafik kontrolu yok. Trafik lamba sayısıda çok azdı. Otele nihayet
gecte olsa döndük , giriş katında canlı müzik vardı, Azeri tarzı davul ve tar
eşliğinde birer kahve içtik ve çok yoğun Tahran turumuz da biiti. Tahranda
gezilecek yerlerden birisi de Ulusal Müze, ancak vakit olmadığı için
gezemedik.Tahran kalabalık bi şehir olmasına rağmen özellikle pazarı ve derbent
çok güseldi.
30.09.10:4.ncü gün QUM, ESFAHAN
Sabah 6 da kalkıp güsel bir kahvaltı yaptık otelde. Rehberin taksiyle Kum şehrine
doğru yola çıktık. Tahrandan 60
km sonra yol üzerinde İran Devriminin mimarı İmam
Humeyninin mezarını gördükten sonra kumdayız.
Kum (qum) şehri dini bir şehir.
Bayanlar tamamen çarşaf içinde. Burada Şiiler için kutsal bir yer olan Fatima
Türbesini gezdik.
Fatima 8.nci imam İmam Rıza nın kızkardeşiymiş. Çok
kalbalıktı .Türbe de para atılan bi yer var, ayrıca burda hediye olarak küçük
taşlar verdiler.. Üzerinde Hasan, Hüseyin, Ali yazan bu küçük taşlara secde
ederken önlerine koyup alnılarını koyuyorlar. Kumdan ayrılarak İsfahana (esfahan)doğru yola
çıktık. Bu yol üzerinde Natan nükleer tesisleri var.
Esfahan daha önce Safeviler ve Türkler döneminde başkentlik yapmış güsel bir şehir. Öğle yemeğini
Esfahan da güsel otantik bi restoranda yedik. burian kebap, hüseyni kebap ve balık
yedik. Yemek sonrası Sallanan minareli cami ( Shaltering Mosque) yi gördük. ve
Pars otele yerleştik.
Burası orta kalite ucuz bir oteldi. Çay molasından sonra
önce sie-so-pol köprüsünü gezdik. ( 33 kemerli köprü, Nakşı cihan meydanıyla
beraber Esfahanın simgelerinden). Safeviler döneminde yapılmış. halen
kullanılıyor ve altından durgun bi nehir akıyor, yanında çay bahçeleri var,
gece insanlar geziyor ve çay galyan içiyorlar. Sonra köprüden gecerek İmam
square meydanına ( Nakş-ı Cihan meydanı) . Burası da çok büyük etrafı çevrili
bir alan. Meydanı çevreleyen Ali Kapu Palas, İmam Cami, Lütfullah Kadınlar
Camisi gezilecek yerler. ancak hava karardı.
Biraz şehirde gezdikten sonra
galyan ve çay içtik otele döndük. Akşam yemeği için Abbasi otelin
restoranındayız. Rehberimiz yorgun olduğundan otelde kaldı.. Abbasi otel lüks
bir otel , eski bir kervansaray binası, gayet ii restore edilmiş.biz burda
kalmadık ama fiyatlar uygun, iki kişilik lüksodalar 100 dolar. Esfahan’a
giderseniz burada kalmanızı öneririm, standart odalar daha ucuz. Otelin
bahçesinde yine kebap yedik ve çay içtik. ortam çok mistik ve otantik .
fiyatlar Tahrana göre daha ucuz du.
01.10.2008:5.nci gün ESFAHAN
Otelde kahvaltı sonrası sie sopol köprüsünden gecip Chehel Sutun sarayını (40
sütunlu saray) gezdik.
Burasını Şah İsmail elçilerle görüşme sarayı olarak
kullanmış. Sarayın önünde büyük bir havuz var, sarayın girişinde 20 ahşap sütun
var, suya yansıyınca 40 oluyor ve sarayın adı burdan gelmiş. İçerde duvarlaraı
tamamen kaplayan resim var. Bunlardan birisi Çaldıran Savaşını anlatan
resimdir. Sonra Nakş-ı cihan meydanına geçtik. Önce Ali Qapu sarayını gezdik.
Bu sarayın duvarlarındaki resimler müstehcen kabul edilerek devrimden sonra
kazınmış. en üst katta açık havuz vardı.
Zamanında burda havuz başı eğlenceler yapılırmış. Kadınlar Lütfullah cami ( Ladies mosque)sine bu saraydan alttan bir
tünel vasıtasıyla giderlermiş. Bu meydanda bulunan ayrıca İmam camii var,
işlemeleri ve süslemeleri çok güseldi. Zaman çok hızlı gecti. Hemen kendimizi
yan taraftaki pazara attık ve alışveriş yaptık..Burdaki pazarı çok beğendim. Daha
sonra Esfahan’daki Vank Ermeni kilisesini gezdik. Esfahan çok güsel bi şehir. Abbasi
otel’i kesinlikle tavsiye ederim. Vakit yokluğu nedenyle pazara yeternce vakit
ayıramadık. Chehel sutundaki çaldıran savaşını anlatan resim de çok ilgimi
çekti. Bir de Nakş-i cihan meydanı veya diğer adıyla İmam square. Burda
faytonla da gezilebiliyor.. Öğleden sonra Şiraza doğru yola çıktık..
Yol üzerinde önce Persler’ in ilk başkenti olan Pasargad şehri kalıntılarını
gezdik. Burda Kral Kyrosh un mezari, saray kalıntıları, Kyrosh sütunu nu
gördük. Burası Perslere persepolise kadar başkentlik yapmış. Persler büyük bir
imparatorluktu. 4 büyük kralı var, Daryush, Kyrush ( Cyrus the great: Büyük
Kuroş), Xerxes, Artaxerxes. Kyrosh sütununda ; Bütün akamendlerin kralı ben
Kral Kyrosh yazıyor. Persler zerdüşt dinine inanıyorlardı ancak topraklarına
kattıkları ülkelerin dinlerine karışmadılar. Ayrıca ilk insan haklarını savunan
bildirge yayınladılar. Ülkenin sınırları Hindistandan Mısıra, Karadenizden Yunanistana
kadar uzanıyordu. Ülkeye Büyük İskender son vermiştir ve maalesef başkentleri Persepolisi
yakıp yıkmıştır. ve shiraz dayız akşam oldu, Önce merkezdeki Aryo otele yerleştik. toplam 2
oda 107 dolara anlaştık. Akşam yemeğini Eram otel (İrem otel) in restoranında
yedik. ben şandiz kebap yedim, burda alkolsuz İran birası solar içtik. Ülkede
alkollu içki yasak. ayrıca efes ve tuborg alkolsuz bira da bulunuyor. Artık
gece oldu ama şirazda sokaklar kalabalık, rahatça gezilebiliyor.Sonra Hafız ın
mezarının olduğu yere gittik. Çok kalabalıktı gece olmasına rağmen. Hafız
İranın en büyük şairi kabul ediliyor. Şahnamenin yazarı Firdevsi de çok sevilen
bi düşünür. hayatı şarap, hatunlar ve şiir yazmakla geçmiş. Devrimden önce
şiraz şarapları çok ünlüymüş dünya çapında.Buradan diğer şair Sadi şirazi nin
kabrini ziyaret ettik ve burda fellade denen şiraza özel dondurma yedik. Daha
sonra Şiraz da ünlü bir yer alan Kuran Kapısı na (Dervaz-e Kuran) ticari
taksiyle geldik. Rehber yine otele gittik. Kapıya yakın nargile içilen
çayhaneler var.. Burda çay ve nargile içtik. Burası da sosyal bir şehir gece
olmasına rağmen aileler gezmeyi ve galyan içmeyi seviyorlar sanırım. sonra otele
döndük. Otelde lobide biraz oturduk ve çay içtik. İranın en güsel çayını bu
otelde ,Şiraz da Aryo Otel de içtim.
02.10.2008: 6.nci gün: SHIRAZ PERSEPOLİS
Bugün en mutlu günlerden birisi olacak.. İran da en çok görmek istediğim
Persepolis gezisi bugün.Önce şehir içinde Kerimhan kalesini gezdik. deprem
dolayısıyla burçlardan birisi eğri duruyor. Sonra yine kutsal mekanlardan Şah-ı
Çerağ türbesini gezdik. Buralarda bayanlara girmeden önce mutlaka çarşaf giydiriliyor.
Nihayet Persepolis’teyiz. Burası Pers İmparatorluğu yıkılıncaya kadar pasargad
tan sonra başkent olan yer.Persler M.Ö. 558-330 yılları arasında hüküm
sürdüler.İranlılar buraya Taht-ı Cemşid ( Taht-e Jamshit) diyor. Heykeller
deforme olmasına rağmen iyi gözükuyor. Tüm milletler kapısından içeri
giriliyor. Burada insan kafası başlıklı 2 dev boğa heykeli var. Sağda Apedana
kışlık sarayının kalıntıları var. .Arka kesimde Daryuşun Tachara denen kışlık
saray kalıntıları var.İçerde müze mevcut. Tepenin etekleirnde burayı kuran
Artaxerxes in mezarı var. Müslümanlar buraları aldıktan sonra özellikle
heykellerin baş kısımlarına hasar vermişler. Persler Nevruz kutlamalrında 28
milletten insanlarla burda büyük kutlamalar yaparlarmış.
Persepolise 10 km uzaklıkta kral mezarlarının olduğu nekropolise gectik. Buraya İranlılar Nakş-ı Rüstem
diyorlar. Burada 4 büyük Pers kralının mezarı var. Xerxes, Artaxerxes1, Daryush
ve Büyük Daryushun mezarları var. Kaya mezarlarında Zerdoşt inancını simgeleyen
Ahuramazda (Tanrı) ve koruyucu asker kabartmaları var. Daha sonra gelen Sasani
kralları Ardeşir ve Şapur mezar altlarına kendi kabartmalrınnı eklemişler. daha
sonra tavus restoranda öğle yemeği yedik ve Büyülü şehir Yezde doğru yolculuk
başladı. Yol üzerinde Abarkush da 3000 yıllık servi ağacını gördük. Buralar
orta İranda çorak ve çöl bölgesi olarak biliniyor.Akşam 18.30 da Yezd şehrine
vardık. Otantik Silk road oteline yerleştik. Burası eski bir otel ve dünyaca
biliniyor. Nerdeyse birçok ulustan turistler vardı. Akşam otelde deve etinden
yapılan yemek yedik, çok ilginçti. Sonrasında Delester alkolsuz bira ve galyan
içtik. Yezd şehrinin çok değişik bir kokusu ve havası mevcut, büyüledi beni.
Oteli küçük ama çok güseldi.
03.10.10: 7.ncı gün YEZD
Yezd orta İranda güsel bir şehir. İranda
yaşayan Zerdoştların çoğu burda yaşıyormuş. sabah güzel bir kahvaltıdan sonra
önce Ateş tapınağına ( Atashkadah) gittik.
Burda sürekli yanan ateş var. İran hükümeti bu insanların dini inançlarına
karışmıyor. Daha sonra Yezdin dışındaki Sessizlik kulesine ( tower of silence)
gittik. Toplam 2 kule var ve yaklaşık 30-45 dk yürümek gerekiyor. 50 yıl
öncesine kadar Zerdüştler ölüleri bu kulelere bırakıyorlarmış ve cesetleri
burda kuşlar yiyormuş.
Şimdi artık mezarlık tahsis edilmiş. Buradan Yezd
manzarası güseldi. Burdan tekrar şehre döndük ve Türkler döneminden kalan Emir
Çakmak Camisini gezdik. Caminin önünde Kerbela anma törenlerinde kullanılan
ağaçtan araba mevcuttu. Sonra su müzesini gezdik. Sonra Old Yezd denilen eski
şehir gezisi başladı.
Önce Juma Camiyi gezdik. İrandaki en uzun minareli
camiymiş. Eski yezd şehri Unesco tarafından koruma altına alınmış Kerpiç ve
çamurdan yapılı 1-2 katlı evlerde halen insanlar yaşıyor. Burda 2 saat falan
gezdik , sanki eski çağlarda yaşıyor gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yollar çok
dar.
Buralarda otantik şallar ve hediye eşyaları satan yerler var. İskender
zamanında hapishane olarak kullanılan binayı gezdik ve burda çay içtik. Daha
sonra otelden ayrılıp Talaryazd restoranda yine kebap yedik ve alkolsuz bira
içtik.. sonra havaalanına doğru yola çıktık. Uluslararası Tahran Humeyni
Havaalanından THY ile İstanbula döndük..
İran gezimiz ben Dr. Osman ,arkadaşım Dr. Sedat ve rehberimiz Hasan Muhit ile dolu dolu geçti..Uzun olması nedenyle birçok şeyi yazamadım. Turist açısından güvenli ve ucuz bir ülke. Rehberimizin linkini altta veriyorum.
Yazan: Osman Korkmaz- 26.09.2008-03.10.2008
********************************************
Hassan Mohit
Registered Tour
Guide and Guide-Driver No. 3022
A member of ” Iran Tour Guide
Association”
Lonely Planet Iran 2008, Page 168
Mobile: 0098 911 136
7796
Website: www.AryanTour.com
Email: Hassan@AryanTour.com
* Travel Broadens
The Mind *