1. gün TELAVİV – YAFA:
Kutsal mekan Kudüse ve İsrail turuna başlıyoruz. Bu geziye de ben Osman, arkadaşım Sedat ile beraber Antonina Tur eşliğinde katılıyoruz. Geziyi anlatırken zaman zaman tarihi olaylar , Hz İsa ve 3 kutsal dinle ilgili konulara da değineceğiz.. Sabahleyin rötarlı bir kalkışla İstanbuldan ayrıldık ve saat 12.00 gibi Tel Aviv Ben Gurion Havalanına vardık. Havaalanında yaklaşık 2 saatlik bekleme ve pasaport kontrolu yapıldı. Pasaport kontrolünde öncelikle turla gelmemize rağmen neden geldiğimiz, tanıdık kimse olup olmadığı, nerelerde kalacağımız ve gezeceğimiz yerler sorgulandı. Turda Türkiye den Dr Feridun bey ve Hayfadan Uri bey rehberimiz olarak yer alıyor. Tel Aviv turundan sonra Yahudiliğin en büyük müzelerinden Diaspora Müzesini gezdik. Burada soykırımla ilgili görseller , Yahudi tarihi ile ilgili dökümanlar mevcuttu. Meraklılar gezebilir. Burada öğle yemeğinde bir şeyler atıştırdıktan sonra Eski Yafa şehrini gezdik.
Burası Osmanlılar döneminde kalabalık bir şehirmiş, daha çok Araplar yaşıyor. Osmanlı dönemine ait eserler var. Gecikmeler nedeniyle akşam oldu ve Kudüse kalacağımız otele gectik. Kudüste Novotel de kaldık. Genel olarak güzel bir oteldi. Mangosunu çok beğendim. Sebzelerde gayet güzeldi.
04 Şubat 2010 2. gün KUDÜS – BETHLEHEM:
Sabah kahvaltıdan sonra saat 08.00 de otelden ayrıldık. Önce eski Kudüsü karşıdan gören Zeytindağına çıktık. Buradaki fotoğraf molasında Kubbetus Sahra ve Kudüs resimleri çektik. Ön tarafta Kutsal Yahudi mezarlığı mevcut.
Sonra Hz. İsa’nın ele verildiği yere yapılan Getshemeni kilisesini gezdik. Burada ayrıca Hz İsa’ ın Kudüs için gözyaşı döktüğü yer olan Dominus Flavus Kilisesini gördük.
Getshemani Kilisesinin yanında 2000 yıllık zeytin ağaçları görülmeye değerdi. Daha sonra Eski Kudüs şehrine surlardan Yafa kapısından giriş yaptık.. Önce Müslüman tarafındaki Kubbetus Sahra ve Mescidi Aksa’ yı gezdik.
Burası bizim için kutsal bir mekandır. Savaştan sonra buranın güvenliğini Ürdüne bağlı güvenlik güçleri sağlıyor ve Müslüman olmayanlara giriş verilmiyor. Mescidi Aksa Camisini gezdik. Bu cami ilk olarak Hz Ömer zamanında yapılmış sonraları Memlükler ve Osmanlılar döneminde düzenleme yapılmış. Dikdörtgen şeklinde güzel bir camidir. Sonra avludan Kubbetus Sahraya gectik. İki yapı yan yana duruyor.
Kubbetus Sahra Müslümanların ilk kıblesi ve Peygamberimiz Hz. Muhammed in
Miraca çıktığı yere yapılmıştır. İçerisinde Miraca yükseldiğine inanılan taş
var. Kubbetus Sahra nın çini işlemeleri Osmanlılar tarafından kubbesindeki
altın kaplama Ürdün kralı Kral Hüseyin tarafından yaptırılmıştır. Burada dua
ettik.
Buradan çıktıktan sonra Yahudi bölümüne kontrol noktasından gectik. Burada Al Burak Restoranda naneli çay içtikten sonra Ağlama duvarına ( Western Wall) geldik. Hava serin olmasına rağmen çok kalabalıktı. Ağlama Duvarı Yahudiler için en kutsal yerdir. Hz Süleymanın yıkılan tapınağının ( M.Ö. 900) kalıntısı olduğuna inanılıyor. Burada Ağlama Duvarında erkekler ve bayanlar ayrı ayrı ibadet ediyorlar. Sonra eski Kudüste gezdik. Tüm Milletler Kilisesini gezdik. Burası Katolik, Protestan, Ermeni ve Ortodokslara ait bölümlerin yer ldığı birleşik bir kilisedir. Daha sonra Hz İsa’nın çile yolunu (via dolorosa), Ğöğe Yükseliş Kilisesi gezdik. Hz İsa nın çile yolu durakları 14 tanedir ve Çarmıha gerildiği Golgota buradadır . Çile yolunun son durağı Hz İsa’ nın yıkandığı taş halen mevcuttur. Sonra salaş bir restoranda felafel yedik. Eski Kudüs tam bir otantik bir şehir. Yemekten sonra Davud Kalesini gezdik. Buranın son şekli Memluklar zamanında yapılmış.
Kudüs gezimiz dolu dolu geçiyor. Buradan Hz İsanın doğduğu yer olan Bethlehem (Beytullahim)e gectik. Beytullahim de Araplar yaşıyor ve önce şehir girişinde kontrol noktasını gectik. Arap ve Yahudi toplumları arasında burada İsrailin
yaptığı duvar var.
Bethlehem de Hz İsanın doğduğu yere yapılan Kutsal Doğum Kilisesini gezdik.
Hz İsanın doğduğu yer burada ve Hristiyanalr için çok kutsal. Sonra yan tarafında ilk azizelerden Azize Katerina Manastırını gezdik. Burası çok eski bir kilise Haçlı dönemlerinden kalıntılar var ancak tüm kiliseler gibi bu da Bizanslılar döneminde yapılmış.
Akşam yemeğini otelde yedikten sonra Sedatla beraber gece eğlencesi için Kudüs merkezindeki Dublin
Irish bara gittik. Gece güvenli bir şekilde Yahudi bölgesinde gezdik. Yerel
maccabi birası içtik ve otele taksiyle döndük..
Kudüs şehri ve Kubbetus Sahra benim bu tura katılmamın nedenidir. Kudüs çok eski bir şehirdir. İbranice adı Jerusalemdir. Yahudilik tarihine bakarsak Hz Davud bu şehre yerleştikten sonra devleti kuruyor. Filstinlilerin lideri Golyat la savaşır. Daha sonra oğlu peygamber ve kral olan Hz Süleyman Yahudilerin kutsal ilk mabedini yaptırır (m.ö. 900). M.Ö. 586 da lü Babil kralı Nebukednezar şehri ve tapınağı yıkarak Yahudileri babile götürmüştür. Daha sonra Persler Kudüsü aldıktan sonra Yahudiler tekrar buralarda yaşamışlardır. Büyük Kyruş tapınağın tekrar yapılmasına izin vermştir. Şu anda ibadet edilen Ağlama duvarı Hz Süleyman döneminden değil , M.Ö. 2 yy da Yahudi krallıklarından Haşimiyanlar döneminden kalmadır. Hz İsa nın doğduğu yıllarda ise Burası Roma İmparatorluğuna bağlı bir eyaletti. Romalı eyalet valisiyle beraber yerel yönetici olarak Yahudilerin başında Kral Herodes bulunuyordu. Kral Herodes tapınağı tekrar restore etmiştir. Çok zevk ve eğlence düşkünü olan kral Hz İsanın doğacağını öğrendiğinde 2 yaşına kadar tüm erkek çocukları öldürtmüş. Hz İsa Beytullahim de bir ahırın yalağında doğmuş.. Daha sonra kraldan kaçmak için Çöle ve Mısıra gitmişler. Kral öldükten sonra da geri dönmüşler. Hz İsa yakalandıktan sonra mahkemece suclu bulunup çarmıha geriliyor ve haçını kendisi taşıyor. Çile yolu (via dolorosa) denilen yoldan gecerek golgotada çarmıha geriliyor. Daha sonra mezara konuluyor ancak ertesi gün cesedinın olmadığı görülüyor. Bizim inancımıza göre ise yakalanan ve çarmıha gerilen havarilerden
birisidir, Hz İsa ise arşa çekilmiştir. Çarmıha gerilen Hz İsa değildir. Daha
sonra Yahudilerin Roma’ ya isyanları olunca da Milattan sonra 70 yılında Titus
döneminde tüm Yahudiler Kudüs ve çevresinden çıkartılarak dünyanın farklı
ülkelerine sürgün ediliyorlar.. Romalılar Tapınağı tekrar yıkmışlardır.
Yahudiler 1948 İsrail Devleti kuruluncaya kadar sürgünde yaşıyorlar. 1967
Arap-İsrail savaşına kadar eski Kudüs Ürdün yönetimine bağlıdır ancak şu anda Batı Şeria toprakları içinde işgal altındadır.
Kudüs Hz Ömer zamanında fethedildi ve ilk Mescidi Aksanın temelleri eski Süleyman
Tapınağının üzerine yapılmıştır.. Kubbetus Sahra ise Emevi halifeliği döneminde yapılmış olup Osmanlılar döneminde tamir ve bakımı yapılmıştır.Kanuni Sultan Süleyman bugünkü Kudüsü çevreleyen surları yaptırmıştır. Haçlılar M.S. 1099 da Kudüsü geri aldılar. Selahattin Eyyübi 1287 de tekrar Kudüsü Müslüman hakimiyetine aldı. 1517 de ise Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı Devletine katılmıştır. Esli Küdüs de Müslüman, Yahudi Ermeni ve Hristiyanların yaşadığı 4 mahalle var ve tamamı surlarla çevrili. Beytullahim Kudüse bağlı ancak Araplar yaşıyor. Kubbetus sahra ve Mescidi Aksaya Haremül Şerif deniliyor ve bizim için kutsal bir yerdir. Kudüs kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Ve de özellikle Kubbetus Sahra, Ağlama duvarı ve Eski Kudüs.
5 Şubat 2010 3. gün ÖLÜ DENİZ -MASSADA -QUMRAN -TİBERİYA:
Otelden kahvaltı sonrası ayrıldık. Batı şeria içinde Lut gölüne doğru gidiyoruz. Lut gölü yaklaşık deniz seviyesinin 400 metre altında etrafı çorak ve kurak ancak etkileyiciydi. Önce Yahudiler için kutsal bir yer olan Masada Dağına çıkıyoruz.
Masada Dağında Romalılara teslim olmamak için ölümü secen Yahudilere ait kalıntılar var. Dağın yamacında Krallar için yapılmış saray kalıntıları var. Buradan göl manzarası güzeldi. Sonra Yahudi tarihi belgelerinin bulunduğu Qumran bölgesinde gezdik. Burada öğle yemeği molasından sonra alışveriş yapıldı. Dünyanın başka yerinde bulunmayan ve gölden üretilen güzellik kremleri ve losyonları, malzameleri burada satılıyor. Sonra otobüsle Tiberiasa gectik ve
otele yerleştik. Holiday inn Tiberias otelde kaldık. Yemekleri çok güseldi.
Bizim nohut yemeğininin benzeri sulu etli patlıcan yemeği vardı.
6 Şubat 2010 4.gün TİBERİAS -CAFERNAUM -NASIRA -MEGGİDO -AKKA:
Otelde güzel bir kahvaltıdan sonra Tiberium şehrinden ayrılıyoruz. Şehirde Osmanlı dönemine ait cami kalıntıları var. Tiberias adını Romalı İmparatordan alan İsrailin en verimli topraklarının olduğu eyalet. Burada Celile gölü (Galilei
gölü) Golan tepeleri ve Ürdünle sınırı sağlayan Jordan nehri var.
Daha sonra Hz
İsa döneminde kullanılan otantik tekne tarzında yapılan bir tekneyle Celile
gölüne açıldık. Celile gölü küçük bir göl olmasına rağmen karşı kıyısında işgal
altındaki Golan tepeleri gözüküyor.. Bu su kaynakları bölge tarımı için çok
önemliymiş.Yaklaşık 45 dakika sonra Hz İsa nın Hristiyanlığı yaymaya başladığı
ve ilk vaaz verdiği yerlerin olduğu Kafernauma geldik. Bu bölgede Hz İsanın
çeşitli mucizeleri gercekleşmiş. Hz İsa burada 2 balık 5 ekmekle vaaza gelen
5000 kişiyi doyurmuş. Gölde yürümesi yine buralarda olmuş. Ayrıca ilk
havarilerden Petrus buralı ve balıkçıdır. Buradaki kiliselerde 2 balık figürü
yaygındır. Sonra Jordan nehrinde Hz İsanın Hz Yahya tarafından vaftiz edildiği
yeri gördük. Sonra göl kıyısında öğle yemeği yedik. Burada balık yemek Hristiyanlar için çok revaçta. Petrus balığı denilen bir göl balığı servis ediliyor ancak ben balık çok kılçıklı olduğundan köfte ve taze hurma yedim. Celile gölü
görülmesi gereken bir yer..
Sonra Nazaret şehrine gectik. Burası Hz Meryemin doğduğu Hz İsanın çocukluğunun geçtiği Nasıra köyüdür. Şimdilerde bir şehir ve Nazaret deniyor. Genelde Araplar yaşıyor. Burada baklava gibi bizim hamurlu tatlılarımızın aynıları var, baklava yedik. İncilde yazılana göre ; Hz İsa buraya bir düğüne gelmiş. Ev sahibinin şarabı yokmuş ve Hz İsa küplerdeki suyu şaraba çevirmiş. Daha sonra Yahudiler olan kutsal ören yeri Maggido ya geliyoruz. Burası Hz Süleyman dönemlerinde bir yerleşim yeriymiş. Önünde kutsal Armageddon Savaşının olacağı varsayılan İsrael Ovası var. Mısır firavunu 3. Tutmasis Kenanlılarla savaşa giderken ovaya açılan İron Vadisisinden geçmiş. İstanbul Sultanahmetteki dikilitaş Tutmosis döneminden kalmadır.Maggido bir ören yeri ve altında bir tünel var, bu tünelden gectik. Daha önce kuşatma zamanlarında bu tünel kullnılıyormuş.
Sonra otobüsle Akka‘ ya doğru yola çıktık. Akka Müslümanların yaşadığı bir şehir.
Haçlılar buraya Akko demişler. Akkayı kuşatan Napolyon , Cezzar Ahmet Paşa
komutasındaki Osmanlı Ordusuna burada yenilgiye uğramıştır ve Akkayı
alamamıştır.Eski şehrin olduğu yer Unesco tarafından koruma altına alınmış.Önce
eski şehre giriş yaptık. Osmanlı döneminden kalma saat kulesi, Türk çarşısını (
Turkish Bazaar) gezdik. İsrailin diğer yerlerine göre çok daha ucuzdu. Ayrıca
Cezzar Ahmet Paşa Cami sini gezdik ve eski Osmanlı hanlarını gördük. Bu şehirde
Osmanlı izleri halen hissediliyor. Yemekler zaten aynı, heryerde kebaplar
dönerler ve bizdeki tatlılar vardı. Çarşıda Türkçe kasetler de satılıyor. Sonra
tekneyle Arabesk müzik eşliğinde kısa bir deniz turu yaptık Hava kararınca
deniz kıyısındaki Palm Beach Otele yerleştik. Yemekten sonra arkadaşım Sedat’ la
beraber tekrar Eski Akkaya gelerek Lale El Sultan kafede nargile içtik. Salaş
bir yerdi ama nargile çok lezzetliydi. Burada nargileye şişa deniliyor. Akkayı
çok otantik buldum. Eski Kudüs kadar olmasada Osmanlı izlerinin olması, Türk
pazarında gezmek ve nargile içmek güzeldi.
07 Şubat 2010 5. gün AKKA -HAYFA- TEL AVİV:
Otelde kahvaltının ardından Akkadaki Unesco tarafından koruma altına alınan diğer yerleri gezdik. Yer altındaki haçlı kalesi, buradaki tüneller ve hamam
gösterisi ilgincti. Sonra İsrailin liman kenti Hayfa’ ya gectik. İki şehir birbirine çok yakın ve komşu ancak Hayfada Yahudiler yaşıyor ve gelişmiş bir şehir. Yol kıyısında eski Osmanlı hicaz tren yolu var. Sonra Hayfa’ daki ünlü Bahai bahçelerini gezdik. Bahai bahçeleri alt alta simetrik düzgün bakılmış ve geniş bir alanı kaplayan bahçelerden oluşuyor.
Bahçelerin bakımını bu tarikata inananlar kendileri yapıyormuş. Görülmesi
gereken bir yer. Buradan Hayfa’ yı kuşbakışı görebiliyorsunuz. Öğleden sonra
İstanbula dönmek üzere Tel Aviv Ben Gurion Havaalanına geldik.
Pasaport kontrolünde bavullar açılıp aranıyor. Kıymetli hediyelerin faturalarına bakılıyor. Diğer Arap ülkelerine gideceklerin Pasaporta girişte ve çıkışta kaşe vurdurmaması gerekiyor. Uçak beklerken free shop’ u gezdik. Free shop çok büyüktü ve fiyatlar uygundu Rehberimiz Dr Feridun bey sayesinde dolu dolu bir gezi oldu. Kudüs görmek istediğim bir yerdi. Yemek açısından Yahudiler domuz eti yemediğinden bu konuda çekincesi olanlar et yemeklerini rahatlıkla yiyebilirler. Yemek lezzetleri bizimkine yakın , oteller temiz ve güvenli, odalar düzgün. Genelde Arap bölgelerinde fiyatlar ucuz ancak Yahudi
bölgelerinde bize göre %20-25 pahalı. Ülkede para birimi Şekel. Yaklaşık 5
şekel 1 dolar yapıyor. Taksi ücretleri çok ucuz. Hediyelik eşyalar pahalı.. Bu
gezi için Antonina Tura teşekkür ederiz..
Yazan: Osman Korkmaz- 03-07 /Şubat/ 2010