Sizinle Marmaris – Hisarönü Mavi turumuzu paylaşmak istiyorum. Aslında kelimelere dökülmesi zor, yaşanması gereken bir yolculuk bu, ama ben yine de size anlatmaya çalışacağım.
“Eskiden yaşanan hayatlar renkli ama fotoğraflar siyah beyazdı. Günümüzde fotoğraflar renkli, hatta üç boyutlu ama yaşamlar siyah-beyaz” Tekne düşünürü (TD) 
Tüm mavi tur programları “Tekneye biniş ve tanışma” cümlesi ile başlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse tekneye binerek orada tanışarak yola çıkmak nasıl olur bilemiyorum. Önceden tanışıp, görüşüp, arkadaş olup hep birlikte tekneye binmek en iyisi.
Biz de tanışan, birlikte olmaktan mutluluk duyan bir grup olarak tekneye bindik. Aslında bu yıl onlarla birlikte denize açılmayı ve denizin ortasında, karadan çok uzak olmayı iple çekmiştim. Gruba yeni katılan 2 aile ise bağımsız 3 ayrı deneticinin onayından geçerek tekneye kabul edildikleri için hiç uyum sorunu yaşamadık.
“Bu teknede buluşan insanlar, ışıkla buluşan gezegen misali aydınlanmaktadır. Sizleri tanımak, ışıkla tanışan gezegen misali döndükçe ışımak, sönmüş yıldızlar ülkesinde aydınlanmaktır.” TD 
Teknede herkes ya profesör ya da profesör eşi. Bu da demektir ki herkes çok biliyor. Üzerine bir tekne düşünürü ve bir bilge bayan. Üç adet de çocuk, çocuk dediysem en küçüğü kan kırmızı, her şeyden haberi var.
Marmaris ten hareketle bir saatlik yol ile Kadırga koyuna vardık. Mavi ile kucaklaşmak için ilk durak. Denize atlayıp, hepimizin etrafını masmavi deniz sarınca, adeta suluboyada ayrık objeleri birleştiren, doğru fonu bulmuşçasına bütünleştik. 
“İnsanlar tatile yenilenmek, dinlenmek ve tazelenmek için çıkar. Biz ise dostluğumuzu ve insanlığımızı tazelemek için mavi yolculuktayız.” TD
Teknede bazen gizli, bazen aşikar bir yönetici, başkan veya yeni terimle koordinatör var. Zaten o ve arkasında duran güçlü kadın figürü olmasa, grup çoktan dağılır gider.
“İnsanları toplayan, bir araya getiren Aytekin’in en önemli özelliği, onların küçük kusurlarını görmeyip, iyi özelliklerinin üstünde durmasıdır.” TD
Gerçekten herkes pozitif, herkes dünyaya olumlu bakıyor, Mavi denizde 39 metre guletimizle ilerliyoruz. Karaburun’u kuzey batı yönünde dönünce, birden hava, su iklim değişiyor. Sanki 2000 mil yol yaparak, başka bir dünyaya gelmiş gibi olduk. Bambaşka hissettik kendimizi… 
Mavi yolculuk sadece birlikte yüzmek, yemek içmek değil. Tekne düşünürünün sözlerine kulak verin:
“Kendi eriyen yanan mum misali; ışırken ışıtan ve bunu kendi sonsuzluğuna dek yapan kimlikler taşımıyor muyuz? Kendi yalnızlığımıza koştuğumuz zaman karşılaştığımız en güzel kalabalık maviyolculuk ekibi değil midir?” TD 
Bütün hafta koyları dolaştık, denizle kucaklaştık. Hangi gece nerede demirleyip, hangi sabah nerede uyandığımız çok önemli değil. Çünkü aslında yer seçimi koyların özelliklerine göre değil, havanın durumuna veya “burası daha boş, burada demirleyelim” mantığına göre yapılıyor. Ben de size koyları özetlemeyi tercih ettim. Hem de tekne düşünürünün sözleri eşliğinde…
Bebek büyütülürken ten teması güven duygusu yaratır. Mavi yolculuktaki yakın temas da erişkinlerde güven duygusu yaratır.” TD 
Bencik:
Bencikten başlamak istiyorum. Bu koy benim için çok özel. Hisarönü Körfezi’yle Gökova Körfezi’ni ayıran yarımadanın en dar yerinde, Hisarönü tarafında bulunuyor. Bencik karanın içine doğru, sanki onu yarıp diğer taraftan çıkacakmış gibi girmiştir. Bu koyda, mavinin ve yeşilin bütünleşmesini yaşayabilirsiniz. Burası her zaman sakin, sessiz ve çok özeldir.
“Ay biraz önce dolunaydı, siz gelince sizin güzelliğinizden etkilenip, ezilip, büzüldü ve hilal şeklini aldı.” TD 
Hisarönü:
Bencik’ten ayrıldıktan sonra doğu yönünde ilerleyince Hisarönü Köyü görünür; burada Baybassos kenti kalıntıları bulunmaktadır. Hisarönü Körfezi, çevreleyen dağları ve günnük ve çam ormanları ile doğal güzellik bakımından zengindir.
“O kayan bir yıldız, ben kör kulun,
Seni takibeden ve ilelebet takip edecek olan” TD
“Hayatım vardı, renklerimde
Ama dünyanın rengarenk olduğunu seninle öğrendim.” TD 
Keçibükü:
Körfezin güneydoğusunda Keçibükü Koyu yer almaktadır. Koyun kuzey doğu tarafında marina, güney tarafında ise korsan adası bulunmaktadır. Keçi Bükü, Türkiye’deki en korunaklı demirleme yerlerinden biridir. Enfes denizi yüzme molası için çok uygundur.
“Mesafelere kaygılı belki kalkanların,
En alımlı yıllarım zamana dargınlığın,
kelimeler sustukça ele veriyor bakışların,
Korkma ben hep senin küçük kızınım “
-Tekne düşünürünün kızından
Selimiye :
Bu koyların en güzel kasabası denilebilir. Sakin ve dinlendirici bir mekandır. Nane-limon kafesi ve pansiyonu özellikle uğranması gereken bir lezzet durağıdır. Yolunuz düşerse mutlaka naneli limonata içmelisiniz.
Borum-Marmaris arasında seyreden mavi yolculuk teknelerinin uğrak yeridir. Selimiye manzarasıyla tatilcileri büyülemektedir.. Deniz suyu temiz ve genellikle durgundur. İskele kenarında toplanmış küçük lokantalar genellikle teknelere hizmet veriyor. Sonsuz bir sükunet hakim çevreye. Kalabalıktan uzak tatil yapmak isteyenlere duyrulur.
Selimiye çevresinde üç kale kalıntısı var. Biri Selimiye’nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, sonuncusu ise Kızılköy mahallesindeki Aşarkale. Koyun güneydoğu tepelerindeki Helenistik dönem sur kalıntıları ziyaret edilebiliyor. 
“Hep levhalarla yaşadığımız bir dünyada, hayatımız, en basitinden çivi
yazısı..(yaşam karşısında, aklın zaferi insan olduğumuzu keşfetmekte değil insan olduğumuzu farketmekle sınırlıdır)” TD
Bozburun:
Kaptanımızın kasabasına geliyoruz. Bozburun gözlerden uzak bir noktada yer alıyor. Ziyaretçiler için hazırlanmış bir çok dükkan bulunuyor. Burası Türkiye’nin gulet yapım merkezlerinden biri olarak da ün yapmıştır.
“Üç saniyelik bir operasyonda katarakt probleminizi çözebilirsiniz, ancak ışığı alabilmek kadar, bencil miyopiden kurtulmak da bir erdemdir.”
(Tekne düşünürü “bencil miyopi” ifadesini uzağı göremeyen, çevresine sadece sınırlı bir mesafede bakabilen kişi anlamında kullanmıştır.) TD 
Söğüt:
Bozburun’dan ayrıldıktan sonra Söğüt adası geçilir ve Söğüt limanına girilir. Burada birçok ada vardır. Birçok eski haritada, burada Tymnos antik kentinin var olduğu gösterilmektedir.
“Gökkuşağını dünyanın heryerinde sadece güneşli saatlerde görülebilir, ama teknemizdeki hanımların varlığı ile her saniye gökkuşağını görebilirsiniz.” TD
Bozukkale:
Bozukkale her yatçının kesinlikle uğrayacağı bir yerdir. Eskiden burada bir tersane vardı. Koya girdiğinizde, batı tarafında antik Loryma kentinin hisar duvarlarını görebilirsiniz.
“Gökkuşağını dünyanın heryerinde sadece güneşli saatlerde görülebilir, ama teknemizdeki hanımların varlığı ile her saniye gökkuşağını görebilirsiniz.” TD
Serçe limanı:
Bozukkale’den iki mil sonra Serçe limanına ulaşırsınız. Serçe limanına girişi, devasa kayalardan yapılma dev bir kapıya benzer. Limanın batı tarafı dik yamaçlardan, sarp, kayalık araziden oluşur.
Çiftlik:
Çiftlik limanı çok özel bir doğal liman. Denizden gitmesi kolay, karadan zor ve uzak. Yıllardır girmek isterim, bir türlü gidemedim.
“Ay pereçemini çekmiş, sıra yakamozlarda,
Sen mi? ruhumda, gönlümde, kayan yıldızda” TD
Ve yine kalabalığa, çevremizdeki güzellikleri fark edemeden koşuşturmaya, yani günlük hayata geri dönüş.
Sevgilerimle,
Cemal Cingi.
ccingi@gmail.com
